2003 yılında şoförlük mesleğine başlayıp 2021 yılında Afrin Nakliyat’ı kuran Afrin firmalarını ve verdikleri hizmetleri açıkladı; “Şu anda 20 aracımızla ağırlıklı olarak meyve, sebze, ilaç ve tarım ilaçları taşımacılığı yapıyoruz. Genel olarak frigo taşıması yapsak da tenteli araçlarımız da mevcut. Araçlarımızın çoğu ADR’lidir. Genel olarak Rusya, Belarus, Azerbaycan ve Avrupa ülkelerinin birçoğuna taşıma gerçekleştiriyoruz.”
Araçlarının yeni olmasına ve hassas olan taşımaları sağlayan birçok sisteme sahip olmaya dikkat ettiklerini belirten Afrin sözlerine şöyle devam etti; “Derece takibi yaptığımız birçok sistemimiz mevcut. Bunları telefondan, bilgisayardan kontrol ediyoruz. Hatta müşterilerimize şifre vererek, onların da takibini sağlıyoruz. Anlaşmalarımızı imzalamadan önce müşterilerimize seçenekleri sunuyoruz. Müşterilerimiz ısı dereceleri dahil olmak üzere birçok şeyi bu sistemlerimizle takip edebiliyorlar. Ayrıca raporlama da sağlıyoruz.”
Yaş sebze-meyve taşımacılığında da iddialı olduklarını dile getiren Afrin; “Türkiye liderliğini yapan birçok firmayla çalışıyoruz. En doğru ve kaliteli hizmeti verebilmek adına elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz.” dedi.
“Yurtdışından Gelen Araçlar Bizden Daha Az Fiyatlarla Taşımacılık Yapıyor ve Biz Onlarla Rekabet Edemiyoruz”
Türk nakliyecisinin çok çalışkan olduğunu belirten Afrin yaşanan bazı sorunlara da değindi ve şöyle dedi; “Yalnızca yurtdışından gelen nakliyeciler ya da ülkemize yatırım yapanlar ne yazık ki bizi engellemeye çalışıyorlar. Devletimizden de istediğimiz çok şey var. Deniz yolları bizi etkiliyor, yurtdışından gelen araçlar bizi etkiliyor vs. Yurtdışından gelen araçlar bizden daha az fiyatlarla taşımacılık yapıyor ve biz onlarla rekabet edemiyoruz. Rekabet edemeyecek duruma geliyoruz. Bizdeki yükleri alıyorlar, daha düşük masraflarla, daha ucuza taşıyorlar. Bu da ister istemez bizi etkiliyor.”
“Türkiye’nin En Gözde Sektörü Lojistik Sektörüdür”
“Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın Bizi Koruması Gerekiyor”
İsteklerinin kendilerine yurtdışında uygulanan uygulamaların, yabancı araçlara da uygulanması olduğunu belirten Afrin bunları şöyle örneklendirdi; “Örneğin; Azerbaycan kendi araçlarından karayolu ücreti almıyor, biz de almıyoruz. Ama ben bu ücreti ödüyorum. Bu kişi misal benden 500 dolar daha uygun fiyata taşımacılık yapıyor. Çünkü benim karşımda bir avantajı var. Başka bir örnek verecek olursam; Romanya’daki taşımacı Türkiye’den ihracat yükünü alıyor, Kapıkule’den de ucuz mazotunu alıyor. Ama bize bu sağlanmıyor. Aksine Avrupa bizden daha fazla para alıyor. Bunun önüne geçilebilir, defalarca da dile getirdik. Çünkü rekabet edemeyecek konumdayız. Oysa Türkiye’nin en gözde sektörü lojistik sektörüdür. Deprem olur, koronavirüs olur, savaş olur nakliyeci hep en öndedir. Biz elimizden gelen her şeyi yapıyoruz, devlet büyüklerimizden de aynı desteği bekliyoruz. Yabancı gelip bu parayı alacağına, ben bu parayı kazanayım devletime vereyim. Şüphesiz ki Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın bizi koruması gerekiyor. Türkiye’den Rusya’ya çalışan birkaç gemi Türklerin. Onun dışında yok. Bizim limanlarımız yurtdışından gelen araçlara bize yapılan muameleyi yapmıyor. Bu ve bunun gibi birçok örnek var önümüzde.”
“Destek Gördükçe Lojistik Sektörü Çok Daha Büyüyecektir”
Afrin sözlerini sonlandırırken şu ifadeleri kullandı; “Ben dört yıldır şirkette yönetici olarak çalışıyorum ancak 20 yıllık bir şoförlük geçmişim var. Her geçen gün büyüyor ve mücadele ediyorum. Ben kazandıkça devletim de kazanıyor. Lojistik çok daha ilerleyecek bir sektör, tabi ki destek gördükçe. Nakliye olmazsa hiçbir şey olmaz.”
GÜNDEM
Sayfa başına git